Allahü teâlâ bir hac ibâdeti ile üç kiþiyi Cennet'e koyar: 1) Haccý vasiyet edeni, 2)Vasiyeti infâz edeni (yerine getireni), 3)Nâib olarak hacca gideni. (Hadîs-i þerîf-Beyhekî
Nâib olarak hacca giden masraftan fazla bir þey alamaz. Nâiblik ticârî maksatla olmaz. Nâib olarak hacca gideceklere yakýþan esas maksat; Beyt-i muazzamayý (Kâbe'yi) ziyâret ve dolayýsýyla öteki kiþiyi borçtan kurtarmak için ona yardýmcý olmaktýr. (Ýbn-i Hümâm)
Hacda nâibliðin þartlarýndan biri de, nâibin, hacca gidip gelmekten âciz olanýn parasýyla haccetmesidir. (M. Zihni Efendi)
Nâib, hacda isrâf ve cimrilik etmemek þartýyla yerine hac yaptýðý kimsenin parasýný sarf eder ve hac dönüþü de artan parayý kendisine veya vârisine iâde eder (verir). (M. Zihni Efendi)
2. Kâdý vekîli.
Osmanlý Devleti'nde Mevâlî adý verilen büyük kâdýlar (hâkimler), bâzan hizmetlerinin bütününü, bâzan da bir kýsmýný, yerine getirmek için yerlerine kâdý evsafýný (þartlarýný) taþýyan ehliyet (bilgi ve tecrübe) sâhibi birini tâyin ederlerdi. Bu sebeble bulunduklarý beldelerin kazâlarýna nâibler gönderirlerdi. Nâibler vazîfelerine göre; Arpalýk nâibi, Ayak nâibi, Bâb nâibi, Kazâ nâibi, Mevâlî nâibi gibi kýsýmlara ayrýlmýþlardýr. (Ýslâm Târihi Ansiklopedisi)
|