Türkiye Selçuklu Devleti'nden sonra kurulan Osmanlý Devleti zamânýnda Anadolu'nun çeþitli yerlerinde zâviyeler kuruldu. Osman Bey, sýk sýk hocasý Þeyh Edebâlî'nin zâviyesine gider, sohbetlerini dinlerdi. (Âþýkpaþazâde)
Zâviyeye devâm eden genç, orta yaþlý, ihtiyar her zümreden insan, gerekli dînî ilimleri okuyarak ve yaþayarak öðrenir, güzel ahlâk sâhibi ve herkes tarafýndan sevilen, topluma faydalý bir kiþi olarak cemiyete katýlýrdý. (Ýslâm Târihi Ansiklopedisi)
... Zâviyeye bir yolcu geldiði zaman, eþyâ ve hayvanlarý yerleþtirildikten sonra hamama sokuluyor, güzelce yýkanýyor,sonra bir odaya alýnýp, yiyecek ve içecek ikrâm ediliyordu. Akþam namazýndan sonra zâviyede Kur'ân-ý kerîm okunuyor ve gece teheccüd namazýna kalkýlýyordu... (Ýbn-i Battûta)
2. Tasavvufta bulunan kimselerin, ibâdet için çekildiði tenhâ yer.
|