Þerrinden ve zarârýndan emîn olunmayan kimsenin, dîni, namazlarý, zekâtlarý kendisine fayda vermez. (Hadîs-i þerîf-Miftâh-ul-Cenne)
Âlimler devlet adamlarýna karýþmadýkça ve dünyâlýk peþinde olmadýkça, peygamberlerin emînleridir. Dünyâlýk toplamaya baþlayýnca hükûmet adamlarýnýn arasýna karýþýnca, bu emânete hýyânet etmiþ olurlar. (Hadîs-i þerîf-Berîka)
2. Peygamber efendimizin lakabý. Peygamber olduðu bildirilmeden önce de, Kureyþ kabîlesi Resûlullah'a sallallahü aleyhi ve sellem çok güvenir, inanýr ve; "Muhammed-ül-emîn" derlerdi.
Allahü teâlâya yemîn ederim ki, muhakkak ben gökte de emînim, yerde de. (Hadîs-i þerîf-Ýhyâu Ulûmiddîn)
Resûl-i ekrem, hayra dâvet eden bir emîn idi. (Hazret-i Ebû Bekr)
3. Vücuttaki bütün âzâlarýný Ýslâmiyete uygun þekilde ve uygun yerlerde kullanan.
Vücuttaki bütün âzâlar emânettir. Bu emânetleri uygunsuz yerlerde kullanan, emîn deðildir. Allahü teâlâya isyân ve hýyânet etmiþ olur. (Süleymân bin Cezâ)
|