Teselsülün muhâl (imkânsız) olduğu, Burhân-ı tatbîk ile isbât olunur.Meselâ bir şeyin sonsuz yaratıcılarını birinciden başlıyarak, sonsuz olarak, yan yana dizelim. İkinci yaratıcıdan başlayarak, ikinci bir sıra daha düşünelim. Sonsuza giden ikinci sıra, birinci sıradan bir noksan olduğu için, kısadır.Kısa olana sonsuz denilemez. İkinci sıra, sonsuz olamadığı için, bundan bir fazla olan birinci sıra da, sonsuz olamaz. Yâni, bir ucu sonsuza giden yarım doğru düşünülebilir. Fakat böyle bir şey mevcud olamaz. Dolayısıyla teselsül olamaz.Bu sebeble sonsuz sayıda yaratıcılar olamaz. Sonsuz var olan bir yaratıcı olur. Bu tek yaratıcı, ezelîdir (başlangıcı yoktur), ebedîdir (sonu yoktur), sonsuz olarak vardır. Varlığı kendindendir, başkasından değildir. Âkıl ve bâliğ (akıllı ve ergenlik yaşına gelen) kimse, Allahü teâlânın sonsuz var olduğunu ve başka her şeyin yoktan var edildiklerini işittikten sonra, aklını kullanmayıp, düşünmeyip, buna inanmazsa veya aklını kullanıp, düşünüp de, bunu akıl kabûl etmez, fenne uygun değildir diyerek inanmazsa îmânsız olur. Cehennem'de sonsuz azâb görür, yanar. (Âsım Efendi)
|