Din ile dünyâyý birlikte kazanmak imkânsýzdýr. Âhireti kazanmak istiyenin dünyâdan vazgeçmesi lâzýmdýr. Bu zamanda dünyâyý tamâmen terk etmek, kolay deðildir. Resûlullah'a uymak þerefine kavuþmak için dünyâda olan her þeyden yüz çevirmek lâzým olmaz. Hiç olmazsa terk-i hükmî ile terk etmek lâzýmdýr. Yiyecekte, giyecekte ve ev kurmakta Ýslâmiyet'e uymak lâzýmdýr. O'nun emirlerini aþmamak lâzýmdýr. Altýn ve gümüþün ve ticâret eþyâsýnýn ve kýrda, çayýrda otlayan dört ayaklý hayvanlarýn zekâtýný vermek farzdýr. Eðer farz olan zekât verilirse, dünyâ mallarýnýn hepsi terk edilmiþ demek olur. Böylece insan düyânýn zararýndan kurtulmuþ olur. Çünkü bir malýn zekâtý verilince, o mal zarardan kurtulur. Demek ki dünyâ malýný zarardan korumak için ilâç; malýn zekâtýný vermektir. (Ýmâm-ý Rabbânî)
|