Hasta, hastalýðýnýn artmasýndan veya iyi olmasýnýn gecikmesinden yâhut þiddetli aðrý gelmesinden veya hasta bakýcý hastalanarak, onlara bakamayýp helâk olmalarýndan korkar ise, oruç tutmayýp sonra kazâ eder. Saðlam kimse, hasta olacaðýný çok zan ederse ve nehir temizlemek gibi iþ yaparken veya devletin emri ile çalýþýrken, çok sýcak veya soðuk te'siri ile helâk olacaðýný ve kimsesiz olup hiçbir yerden yardým görmeyen kadýn nafakasýný kazanmak için çamaþýr yýkamak ve yemek piþirmek ile helâk olacaðýný çok zannederek anlarsa, oruç tutmamasý ve niyetli, oruçlu kimsenin orucunu bozmasý câiz olur, baþka zaman kazâ eder. Çok zannetmek, ölüm alâmetlerini görmekle veya kendi tecrübesi ile yâhut tabîb-i müslim-i hâzýkýn haber vermesi ile anlaþýlýr. Kâfir ve fâsýk, yâni büyük günâh iþlediði bilinen tabîbe muâyene ve tedâvî câizdir, tedâvî olunabilir. Fakat bunlarýn sözleri ile ibâdet bozulmaz. Orucunu bozarsa, keffâret lâzým olur. (Ýbn-i Âbidîn)
|