Kur'ân-ý kerîmi kendi görüþüne, anlayýþýna göre tefsîr eden kâfir olur. (Hadîs-i þerîf-Mektûbât-ý Rabbânî)
Bize tefsîr kitaplarýna göre amel etmek emredilmedi. Fýkýh kitaplarýna tâbi olmamýz emredildi. (Hâdimî)
Tefsîr ve fýkýh kitaplarýna hakâret eden; bunlarý beðenmeyen, kötüleyen kimse kâfir olur. (Hâdimî, Yûsuf Sinânüddîn)
Kur'ân-ý kerîmi tam olarak yalnýz Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem anlamýþ, kapalý ve anlaþýlmasý zor âyet-i kerîmeleri, Eshâb-ý kirâma açýklamýþlardýr. Bu sebeble Kur'ân-ý kerîmin hakîkî tefsîri, Peygamber efendimizin bu açýklamalarýdýr. Tefsîr âlimlerinin Kur'ân-ý kerîmin tefsîrine dâir, Peygamber efendimizden sallallahü aleyhi ve sellem ve Eshâb-ý kirâmdan gelen rivâyetlerle yaptýklarý tefsîrlere, rivâyet, me'sûr ve naklî tefsîr denildi. Ayrýca bu tefsîrler esas alýnarak Kur'ân-ý kerîmin lisan ve daha baþka bilgilere göre de açýklamalarý yapýldý.Bu açýklamalara te'vîl denildi. Bunlara ma'kûl, re'y ve dirâyet tefsîri denir. Te'vîllerin doðruluðu, naklî tefsire uygunluðu ile anlaþýlýr.Tefsîr âlimleri, nakle uygun te'vîlleri de tefsîr olarak kabûl etmiþlerdir.Te'vîl, nakle ve din bilgilerine uymazsa, tefsîr deðil, yazanýn kendi düþüncesi olur. Nitekim hadîs-i þerîfte; "Kur'ân-ý kerîmi kendi görüþü ile açýklayan, doðru olsa bile hatâ etmiþtir" buyrulmuþtur. Bunun içindir ki, Kur'ân-ý kerîmde mânâsý açýk olmayan yerlerden yalnýz akla güvenip, yanlýþ te'vîl yapýlarak yanlýþ mânâlar çýkarýlmasý netîcesinde yetmiþ iki bid'at ve dalâlet fýrkasý ortaya çýktý. (Abdülhakîm Arvâsî)
|