1. Peygamber efendimizin mübârek sözleri, işleri ve görüp de mâni olmadığı şeyler.
Unutulmuş bir sünnetimi meydana çıkarana yüz şehîd sevâbı vardır. (Hadîs-i şerîf-Hadîka)
On şey sünnettir: Bıyığı kısaltmak, sakalı uzatmak, misvâk kullanmak, nazmaza (ağıza su alma), iştinşak (buruna su çekme), tırnak kesmek, ayak parmaklarını yıkamak, koltuk altını temizlemek, kasıkları temizlemek, su ile istincâ (önden ve arkadan necâset, pislik çıkan yerleri temizlemek). (Hadîs-i şerîf-Tebyîn-ül-Hakâyık)
2. Din bilgilerinde senet, kaynak olan dört temel delîlden biri. Hadîs-i şerîfler.
Edille-i şer'iyye, din bilgilerinin elde edildiği kaynaklar dörttür: Kitab (Kur'ân-ı kerîm), sünnet, icmâ-ı ümmet (bir asırda bulunan, Kur'ân-ı kerîm ve hadîs-i şerîflerden mânâ çıkarabilen müctehid denilen derin âlimlerin, dînî bir işin hükmünde birleşmeleri, aynı sözü söylemeleri veya aynı işi yapmaları), ve kıyâs-ı fukahâ (hükmü, mânâsı nasstan yâni Kur'ân-ı kerîm ve hadîs-i şerîften açıkça anlaşılamayan bir şeyin hükmünü, hükmü bilinen ve bu şeye benzeyen başka bir şeyin hükmünden anlamak)dır. (İbn-i Âbidîn)
Sünnet, Kur'ân-ı kerîmi tefsir etmekte, açıklamaktadır. Mezheb imâmları (Hanefî, Şâfiî, Mâlikî, Hanbelî), sünneti açıklamışlardır. Din âlimleri de, mezheb imâmlarının sözlerini açıklamışlardır. Kıyâmete kadar da böyle olacaktır. Sünnet olmasaydı; sular ve tahâret (temizlik) bahislerini, namazların kaç rek'at olduklarını, rükû ve secdede okunacak tesbihleri, bayram ve cenâze namazlarının nasıl kılınacağını, orucun, haccın farzlarını ve nikâh, hukuk bilgilerini, hiçbir âlim, Kur'ân-ı kerîmde bulamaz ve öğrenemezdi. (İmâm-ı Şa'rânî)
Sünnetimi terk edene, şefâatim harâm oldu. (Hadîs-i şerîf-Şerh-i Hadîs-i Erbaîn)
İslâm dîni garîb olarak başladı. Son zamanlarda da garîb olacaktır. Bu garîb insanlara müjdeler olsun! Bunlar insanların bozduğu sünnetimi düzeltirler. (Hadîs-i şerîf-Mektûbât)
Sünneti en iyi bilen, imâm olur. (Kudûrî)
Peygamber efendimizin gösterdiği İslâmiyet yolunda bulunabilmek ve O'nun sünneti üzere yaşayabilmek için; önce doğru îmân etmek, sonra harâmlardan sakınmak, sonra farzları yapmak, sonra mekrûhlardan sakınmak, daha sonra müstehâbları yapmak lâzımdır. (İmâm-ı Rabbânî)
Allahü teâlâya götüren en emîn yol; bütün iş, hareket ve ibâdetlerde Peygamber efendimizin sünnetine tâbi olmaktır. (Ebû Ali Cürcânî)
|