Hazret-i Fâtýmâ ile kýyâmete kadar olan çocuklarý Ehl-i beyttirler. Bunlarý sevmek kalb, beden ve mal ile yardým, hürmet etmek; îmân ile ölmeye sebeb olur. Sûriye'nin Hama þehrinde hazret-i Hüseyn'in soyundan gelen seyyidler için mahkeme vardý. Mýsýr'daki Abbâsî halîfesi zamânýnda hazret-i Hasen'in evlâdýna þerîf ismi verilerek beyaz sarýk sarmalarý, hazret-i Hüseyn'in evlâdýna seyyid ismi verilerek yeþil sarýk sarmalarý uygun görüldü. Bu mübârek sülâleden doðan çocuklar iki þâhid ile hâkim huzûrunda kayd ve tescîl edilirdi. Bu mahkemeleri, Tanzîmât Fermânýný yayýnlayarak, Osmanlý Devleti'nin çöküþünü hazýrlayan, Ýngilizlerin sâdýk dostu Mustafa Reþîd Paþa kaldýrdý. (Seyyid Abdülhakîm Arvâsî)
Beyt-ül-mâlden (devlet hazînesinden) hakký olan fakirler, zekât me'murlarý, âlimler, muallimler, vâizler, din dersi öðrenen talebeler, borçlular, Ehl-i beyt-i nebevî yâni seyyidler ve þerîfler, askerler, beyt-ül-mâl parasý ellerine geçerse, haklarý kadar almalarý câizdir. (Ýbn-i Âbidîn)
|