Kul, þehvetlerini (nefsinin isteklerini) benim tâatim üzerine tercîh ettiði vakit, ona vereceðim cezânýn en hafifi, bana münâcât zevkinden onu mahrûm etmektir. (Hadîs-i kudsî-Ýhyâ)
Aklý baþýnda olan, günü dörde bölmelidir. Birinde Rabbine münâcât etmeli, diðerinde nefsini hesâba çekmeli, öbüründe Allahü teâlânýn sun'ý bedî' (yarattýklarýnýn güzelliðini) ve azametini tefekkür etmeli (düþünmeli), diðerinde de yemesi ve içmesi ile uðraþmalýdýr. (Hadîs-i þerîf-Ýhyâ)
Namaz kýlmak, münâcât ve gizli yalvarýþtýr. Gaflet ile münâcât olmaz. (Ýmâm-ý Gazâlî)
"Ýlâhî! Herkesi sýkýntýdan kurtaran yalnýz sensin. Bizi dünyâda ve âhirette sýkýntýda býrakma! Muhtâclara, her þeyi gönderen yalnýz sensin! Dünyâda ve âhirette bize, hayýrlý ve faydalý þeyleri gönder! Dünyâ ve âhirette, bizi kimseye muhtâc býrakma!" diye Allahü teâlâya münâcâtta bulunmalýdýr. (Muhammed Rebhâmî)
|