Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:
İçinizden kim irtidâd eder de kâfir olarak ölürse, yaptığı (iyi) işler dünyâda da âhirette de boşa gitmiştir. Onlar o ateşin (Cehennem'in) arkadaşlarıdır. Onlar orada (bir daha çıkmamak üzere) ebedî (sonsuz) kalıcıdırlar. (Bekara sûresi: 217)
Doğru yol gösterildikten sonra Peygambere (aleyhisselâm) uymayan ve îmânda ve amelde mü'minlerden ayrılan kimseyi küfr ve irtidâdda bırakır ve Cehennem'e atarız. O Cehennem çok kötü bir yerdir. (Nisâ sûresi: 104)
Peygamber efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) vefâtından hemen sonra bütün Arabistan Yarımadası'nı saran irtidâd hareketleri, Allahü teâlânın izniyle, hazret-i Ebû Bekr'in üstün azmi, sarsılmaz irâdesi ve orduda yaptığı isâbetli düzenlemelerle bir sene gibi kısa bir zaman içinde bastırıldı. Böylece İslâm birliğini bozmaya yönelik büyük bir fitne ateşi söndürülmüş oldu. (İbn-ül-Esîr)
Müslüman kâfir olursa, yâni irtidâd ederek İslâmiyet'ten çıkarsa, önceki ibâdetleri ve sevâbları yok olur. Tekrâr îmâna gelirse, yeniden hac etmesi lâzım olur. Namazlarını, oruçlarını zekâtlarını kazâ etmesi lâzım olmaz. Önceden kazâya bırakmış olduklarını kazâ etmesi lâzımdır. Çünkü irtidâd edince, önceki günahlar yok olmaz. İrtidâd edenin nikâhı fesh olur, gider. (Muhammed Hâdimî)
|