Bir kimse mü'min kardeþinin kabrini ziyâret eder ve kabir yanýnda oturursa ve selâm verirse, meyyit onu tanýr ve selâmýna cevab verir. (Hadîs-i þerîf-Kitâbü Þerh-us-Südûr)
Meyyitin mezardaki hâli, imdâd diye baðýran denize düþmüþ kimseye benzer. Boðulmak üzere olan kimse kendisini kurtaracak birini beklediði gibi, meyyit de babasýndan, anasýndan, kardeþinden, arkadaþýndan gelecek bir duâyý gözler. Kendisine bir duâ gelince, dünyânýn hepsi kendisine verilmiþ gibi sevinmekten daha çok sevinir... (Hadîs-i þerîf-Mektûbât-ý Rabbânî)
Meyyit, ehlinin, evlâdýnýn aðlamalarýndan azâb duyar. (Hadîs-i þerîf-Minhet-ül-Vehbiyye)
Âdet olarak, riyâ, gösteriþ olarak deðil de, Allah rýzâsý için, fakirlere yemek, sadaka verip, sevâblarýný meyyitin rûhuna göndermek iyi olur ve büyük ibâdet olur. (Muhammed Ma'sûm)
Meyyit için duâ, Fâtiha, sadaka ve istiðfâr ile imdad ve yardým lâzýmdýr. (Abdülhakîm-i Arvâsî)
|