Fakîrler, bir adamý Resûlullah efendimize gönderdiler. Adam; "Ben, fakirlerin sana gönderdikleri bir elçiyim (görevliyim)" deyince; Peygamber efendimiz; "Sana ve seni gönderenlere merhabâ, onlar benim sevdiðim kimselerdir" buyurdu. (Hadîs-i þerîf-Ýhyâu Ulûmiddîn)
Buhârî ve Müslim'in rivâyet ettiði (naklettiði, bildirdiði) mîrâc (Peygamberimizin göklere çýkarýldýðý, bilinmeyen yerlere götürüldüðü gece) ile ilgili hadîs-i þerîfte, Resûl aleyhisselâm, mîrâc yolculuðunda yedi semâ (gök) katýnda da; "Merhabâ" diyerek karþýlanmýþtýr. (Abdülhak-ý Dehlevî)
Kelime-i þehâdet getirmenin (Eþhedü en lâ ilâhe illallah ve eþhedü enne Muhammeden abdühû ve resûlüh demenin) yüz otuz kadar faydasý vardýr. Bunlardan ölürken olan faydasýndan birisi de; Merhabâ ey mü'min! Sen cennetliksin" denmesidir. (M. Ali Nâsýf)
Merhabâ ey uþþâka sâkî merhabâ
Merhabâ ey âli sultân merhabâ
Merhabâ ey derde dermân merhabâ
Merhabâ ey þefî'-i rûz-i cezâ
Merhabâ sen rahmetenli'l-âlemîn.
(Süleymân Çelebi)
2."Râhat oturun" mânâsýna bir iltifat tâbiri.
|