Eshâb-ý kirâm, Tâbiîn ve Tebe-i tâbiînin toplam zamâný yaklaþýk iki yüz yýldýr. Bu devir, Resûlullah efendimiz tarafýndan övülmüþtür. (Mevlânâ Hâlid-i Baðdâdî)
Namazýn, husûsî hareketleri yapmak ve husûsî þeyler okumak olduðu, Peygamber efendimiz tarafýndan bildirilmiþ, kendisi de böyle kýlmýþtýr. Eshâb-ý kirâmýn Tâbiîn'e, onlarýn da Tebe-i tâbiîne bildirdikleri bu husûslar her asýrda bulunan Ýslâm âlimleri tarafýndan bizlere kadar gelmiþtir. (Ýmâm-ý Rabbânî)
Tebe-i tâbiînden olan ve zamânýnda, Kûfe'nin en çok ibâdet edeni diye tanýnan Muhammed bin Nadr el-Hârisî buyurdu ki: "Ýlmin evveli sükûttur. Sonra onunla uðraþmaktýr. Sonra ezberlemek, sonra onunla amel etmek, sonra da baþkalarýna öðretmektir."
Tebe-i tâbiînin büyüklerinden Süfyân bin Uyeyne hazretleri buyurdu ki: "Allahü teâlâyý seven, Allahü teâlânýn sevdiklerini de sever. Allahü teâlânýn sevdiklerini seven, cenâb-ý Hakk'ýn rýzâsý için sever."
|