Kur'ân-ý kerîmde meâlen buyruldu ki:
Allahü teâlâ tâibleri ve (fevâhiþten yâni pislik ve günâhlardan) temizlenenleri sever. (Bekara sûresi: 222)
Cenâb-ý Hakk'a, tâib gençten daha sevgilisi yoktur." (Hadîs-i þerîf-Miftâh-un-Necât)
Günahtan tâib, sanki hiç günâh iþlememiþ gibidir. (Hadîs-i þerîf-Keþf-ül-Hafâ)
Tâiblerin makâmý, bütün makamlarýn en fazîletlisi ve üstünüdür. Hakîki tâib, cenâb-ý Hak katýnda (indinde) bütün halkýn en azîzi, en kýymetlisi ve en sevgilisidir. (Ahmed-i Nâmýkî Câmî)
Þeytan, nâfile ibâdetleri teþvîk ederken, tâibe farzlarý yapmayý unutturur. Ey insanlar kendi hâllerinizi gözetiniz. Þeytan birçok kimseyi yoldan çýkarmaya çalýþmaktadýr. Tâib, her vakit için yeni abdest almalýdýr ki, þeytan ondan kaçsýn ve onun ibâdete meyli artsýn. (Ahmed-i Nâmýkî Câmî)
Tâibin, hiçbir nefesini zâyi etmemesi gerekir. Kendi gönül kýblesini, kötü iþlerine bakmaya yöneltip, "Ne yaptým?Niye söyledim?" gibi düþüncelerle ve insaf gözüyle hareket etmelidir. (Ahmed-i Nâmýkî Câmî)
|