Sebe' sûresi, Mekke'de nâzil oldu (indi). Elli dört âyet-i kerîmedir. On beþinci âyet-i kerîmede geçen Yemen'de yaþayan kabîlenin adý olan Sebe' kelimesinden dolayý, Sûret-üs-Sebe' denilmiþtir. Sûrede; Allahü teâlânýn ilminin geniþliði, Allahü teâlânýn Sebe halkýna lütuflarý ve onlarýn nankörlük göstermeleri yüzünden uðradýklarý felâketler, güzel ve faydalý iþlerden baþka hiçbir þeyin insaný Allahü teâlâya yaklaþtýrmayacaðý, âhirette izin verilenler hâriç kimsenin kimseye faydasý dokunmayacaðý bildirilmektedir. (Ýbn-i Abbâs, Râzî, Kurtubî)
Allahü teâlâ Sebe' sûresinde meâlen buyuruyor ki:
(Ey sevgili Peygamberim!) Seni, dünyâdaki, bütün insanlara ebedî seâdeti müjdelemek ve bu seâdet yolunu göstermek için gönderiyorum... (Âyet: 28)
Kim Sebe' sûresini okursa, hiçbir resûl ve nebî kalmaz ki, kýyâmet günü ona arkadaþ olmasýn ve müsâfeha etmesin. (Hadîs-i þerîf-Kâdý Beydâvî Tefsîri)
|