Hanefî mezhebinden sonra en çok mensûbu bulunan Þâfiî mezhebi, Ýmâm-ý Þâfiî hayatta iken Mekke, Medîne ve Filistin'de yaþayan müslümanlar arasýnda yayýldý. Þimdi Mýsýr, Sûriye, Ýran, Mâverâünnehr, Kafkasya, Âzerbaycan, Hindistan, Filipinler, Malezya, Endonezya adalarý gibi ülkelerde yayýlmýþtýr. Yurdumuzun doðu ve güneydoðu bölgelerinde daha yaygýndýr. (Ýslam Târihi Ansiklopedisi)
Ýbâdetlerin en kýymetlisi, farz-ý ayn olanlardýr. Farzlardan sonra en kýymetlisi, Þâfiî mezhebinde sünnet namazlar, Hanbelî mezhebinde ise cihâd (Allah yolunda harb etmek)dýr. (M. Tâhir Sünbül Mekkî)
Þâfiî ve Mâlikî mezheblerinde, zekât farz olunca, hemen ayýrýp vermek farzdýr. (Ýmâm-ý Þârânî)
Bâyezîd-i Bistâmî, Cüneyd-i Baðdâdî, Celâleddîn-i Rûmî ve Muhyiddîn-i Arabî gibi velîler, herkes gibi bir mezhebe tâbi olarak yükselmiþlerdir. Bunlardan Bâyezîd-i Bistâmî, Þâfiî mezhebinde idi. (Abdülhak Dehlevî)
|