Nûh sûresi Mekke'de nâzil oldu (indi). Yirmi sekiz âyet-i kerîmedir. Nûh aleyhisselâmýn, peygamber olarak gönderiliþi ve mücâdeleleri anlatýldýðýndan sûreye, Sûret-ün-Nûh denilmiþtir. Sûrede; Nûh aleyhisselâmýn peygamber gönderilmesi, kavmini îmâna dâveti, onlarýn inkârlarýnda devâm etmeleri ve Nûh tûfâný anlatýlmaktadýr. (Ýbn-i Abbâs, Vehb bin Münebbih, Taberî, Sa'lebî)
Allahü teâlâ Nûh sûresinde meâlen buyurdu ki:
Gerçekten biz, Nûh'u kavmine gönderdik. "Kavmine acýklý bir azâb gelmezden önce onlarý korkut" diye... (Nûh onlara) dedi ki: "Ey kavmim! Muhakkak ki ben, size (azâb ile korkutan) açýk bir peygamberim; Allah'a ibâdet edin, O'ndan korkun ve bana da itâat edin." (Âyet: 1-3)
Nûh þöyle demiþti: "Ey Rabbim! Kâfirlerden hiç kimseyi yeryüzünde býrakma. Çünkü sen onlarý býrakýrsan, kullarýný sapýtýrlar ve ancak bir nankör fâcir doðururlar. Rabbim! Beni, ana-babamý, mü'min olarak evime gireni, bütün mü'min erkekleri ve mü'min kadýnlarý baðýþla. Zâlimlerin ise, ancak helâkini artýr... (Âyet: 26-28)
Kim Nûh sûresini okursa, sanki Nûh'un (aleyhisselâm) dâvetini idrâk eden (kabûl eden) mü'minler gibi olur. (Hadîs-i þerîf-Kâdý Beydâvî Tefsîri)
|