Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:
(Nûh ve İbrâhim aleyhimesselâmdan) sonra onların arkalarından Peygamberlerimizi ard arda gönderdik. Hepsinden sonra da Meryem oğlu Îsâ'yı (aleyhisselâm) onlara tâbi kıldık, peygamber olarak gönderdik. Ona İncîl'i verdik. Ona tâbi olan mü'minlerin kalblerinde birbirlerine şefkat ve merhamet ihsân ettik. (Hadîd sûresi: 27)
Bir vakit Meryem oğlu Îsâ (aleyhisselâm) şöyle demişti: "Ey İsrâiloğulları! Ben size Allahü teâlânın peygamberiyim. Benden evvel Mûsâ'ya (aleyhisselâm) nâzil olan Tevrât'ı tasdîk edici ve benden sonra gelecek Ahmed (Muhammed aleyhisselâm) ismindeki peygamberin müjdecisiyim. (Sâf sûresi: 6)
Vallâhi Meryem'in oğlu Îsâ (aleyhisselâm) âdil bir hakem olarak mutlaka (yeryüzüne) inecek ve mutlaka haçı kıracak, domuzu öldürecek, cizyeyi kaldıracak, genç-dişi develer başıboş bırakılacak, onlara rağbet edilmeyecek, bütün düşmanlıklar, küsüşmeler ve hasedlikler muhakkak sûrette kalkacak. Îsâ aleyhisselâm insanları mala dâvet edecek fakat malı hiçbir kimse kabûl etmeyecek. (Hadîs-i şerîf-El-Cem'u Beyn-es-Sahîhayn)
Îsâ bin Meryem, Muhammed'i dîni üzere tasdîk ettiği hâlde iner. Deccâli öldürür. Sonra kıyâmet kopar. (Hadîs-i şerîf-Ahmed bin Hanbel, Bezzâr, Taberânî)
Îsâ aleyhisselâm, insan ve peygamber idi. Allahü teâlâ onu babasız yarattı. Kudüs'ün Beyt-i Lahm kasabasında doğdu. Annesi, hazret-i Meryem'dir. Roma İmparatorunun Şam vâlisi, babasız doğduğu için onu ve annesini öldürmek istedi. Annesi onu alarak Mısır'a götürdü. Hazret-i Îsâ on iki yaşına gelinceye kadar Mısır'da kaldılar. Sonra tekrar Kudüs'e gelerek Nâsıra şehrine yerleştiler. Otuz yaşına girince, Allahü teâlâ tarafından İsrâiloğullarına peygamber olarak gönderildi. Kendisine dört büyük kitabdan biri olan İncil verildi (Bkz. İncil). İnsanların Allahü teâlâya inanmalarını ve O'nun emirlerini yapıp yasaklarından sakınmalarını ve isyânda bulunmamalarını istedi. İsrâiloğulları bu dâveti kabûl etmediler. Îsâ aleyhisselâm var gücü ile gayret göstermesine rağmen pek az kişi inandı. İsrâiloğulları ona inanmadıkları gibi, dâvetine karşı çıktılar ve günden güne hırçınlaştılar. Îsâ aleyhisselâmın yumuşaklığını görerek inanmadılar. Hattâ daha da ileri giderek hazret-i Îsâ'yı öldürmeye teşebbüs ettiler. Bunun üzerine hazret-i Îsâ, kendisine îmân edenler arasından seçtiği havârî adı verilen on iki kişiden Allahü teâlâya îmân ve ibâdet edeceklerine ve kendisine yardımcı olacaklarına dâir söz aldı. İnanmayanlara mûcizeler gösterdi.
Yahûdîlerden bir topluluk, Îsâ aleyhisselâm ve annesi hazret-i Meryem'e dil uzattılar. Îsâ aleyhisselâm bunu duyunca onlar hakkında bedduâda bulundu. Allahü teâlâ bu duâyı kabûl edip, hazret-i Îsâ'ya ve annesine dil uzatanları maymun ve domuza çevirdi. Bu durumu gören yahûdîler, hâdiseyi aralarında görüştüler. Hepsi hazret-i Îsâyı öldürmek üzere anlaştılar. Hazret-i Îsâ'yı aramaya başladılar. Îsâ aleyhisselâmın havârîlerinden Yehûda (Judas) birkaç kuruş karşılığı Îsâ aleyhisselâmın yerini haber verdi. Îsâ aleyhisselâmı yakalamak için yahûdîlerle berâber eve girince, Allahü teâlâ, Yehûda'yı Îsâ aleyhisselâma benzetti. Yahûdîler de onu Îsâ aleyhisselâm diye yakaladılar ve haça (çarmıha) gererek öldürdüler. Allahü teâlâ, Îsâ aleyhisselâmı göğe kaldırdı. Îsâ aleyhisselâm bu sırada otuz üç yaşındaydı. Îsâ aleyhisselâm göğe kaldırıldıktan kırk sene sonra, Romalılar Kudüs'e hücum etti. Yahûdîlerin çoğunu öldürüp, bir kısmını esir ettiler. Şehri yağmaladılar.Kitaplarını yaktılar. Îsâ aleyhisselâma yaptıklarının cezâsı olarak yahûdîler hakîr ve zelîl oldular.
Hıristiyanlar Îsâ aleyhisselâmın haça gerilip orada öldüğüne, fakat sonra dirilip göğe çıktığına inanırlar. Müslümanlar ise, Îsâ aleyhisselâmın haça gerilmediğine, doğrudan göğe kaldırıldığına inanırlar. Bu husus Kur'ân-ı kerîmde Nisâ sûresi 158. âyetinde meâlen şöyle bildirildi: "Onu asmadılar, onu öldürmediler. Bilakis Allahü teâlâ onu katına yükseltti..." (Nişancızâde, Taberî, İbn-i Neccâr, Harputlu İshâk Efendi)
Îsâ aleyhisselâm kıyâmet yaklaşınca, Şam'da Ümeyye Câmii minâresine inecek. Muhammed aleyhisselâmın şerîatine göre amel edecek. Evlenecek ve çocukları olacak. Hazret-i Mehdî ile buluşacak, kırk sene yaşadıktan sonra Medîne'de vefât edecek. Hücre-i Seâdete yâni Peygamber efendimizin kabrinin bulunduğu odaya gömülecektir. (Yûsuf Nebhânî ve İbniHacer)
Îsâ aleyhisselâm, bu ümmetin imâmına uyup arkasında namaz kılacaktır. (Muhammed Ma'sûm)
|