Mehr-i müeccel, nikâh yapýlýrken belli edilirse de, verilmesi üç þeyden biri meydana gelince, yâni vaty (hanýma yakýn olma hâli) halvet (baþbaþa bir odada yalnýz kalmalarý) ve ikisinden birinin vefâtý ile ödemesi vâcib olur. Zevce (haným) ölünce, zevc (koca) mehr-i müecceli vârislerine (yakýnlarýna) verir. Zevc (koca) ölünce, mîrâsýndan (geriye kalan malýndan) zevcesine (hanýmýna) verilir. (Abdurrahmân Cezîrî)
Zevc (koca) zevcesine (hanýmýna) olan mehr-i müeccel borcunu ayýrmalý, öldükten sonra zevcesine verilmesi için vasiyet etmelidir. Vasiyet etmedi ise ölünce mîrâs taksim edilmeden (paylaþýlmadan) önce mehrin hepsinin mîrâstan zevcesine hemen ödenmesi lâzýmdýr. Zevcesini boþayýnca, mehrini ödemeyen kimse, dünyâda hapis, âhirette azâb olunur. (Muhammed Hâdimî)
Mehr-i muaccel veya mehr-i müeccel nikahta bildirilmedi ise, kadýna mehr-i misl verilmesi vâcib olur. (Abdurrahmân Cezîrî)
|