Allahü teâlâ, Kur'ân-ý kerîmde meâlen buyurdu ki:
Îsâ bin Meryem de bir zamanlar þöyle demiþti: "Ey Benî Ýsrâil! Ben size Allahü teâlâ tarafýndan gönderilmiþ bir peygamberim. Benden evvel (gönderilmiþ olan) Tevrât'ýn tasdîkçisi, benden sonra gelecek bir peygamberi de müjdeleyici olarak geldim, ki o peygamberin ismi Ahmed'dir (Muhammed'dir). (Saf sûresi: 6)
Benî Ýsrâil yetmiþ bir fýrkaya ayrýlmýþtý. Bunlardan yetmiþi Cehennem'e gidip, ancak bir fýrkasý kurtulmuþtur... (Hadîs-i þerîf-Sünen-i Tirmizi-Milel-Nihâl Tercümesi)
Ümmetimin âlimleri, Benî Ýsrâil'in peygamberleri gibidir. (Hadîs-i þerîf-Mektûbât-ý Rabbânî)
Benî Ýsrâil Yûsuf aleyhisselâmdan sonra Mýsýr'da çoðaldý. Fakat burada zulüm ve hakâret gördüler. Bu durum Mûsâ aleyhisselâm zamânýna kadar devâm etti. Mûsâ aleyhisselâm onlarý Mýsýr'dan alýp Þeria vâdisinin doðusundaki bölgeye yerleþtirdi. Zamanla hazret-i Mûsâ'nýn dînine uyanlar azaldý. Hazret-i Îsâ gelince, Mûsâ aleyhisselâma verilen Tevrat'ýn hükmünü kaldýrdý. Benî Ýsrâile, hazret-i Îsâ'nýn dînine uymak lâzým oldu. Fakat onlar, Îsâ aleyhisselâma îmân etmeyip, Tevrat'a uymakta inad ettiler. Sevgili Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâm son peygamber olarak gelince de Îsâ aleyhisselâmýn dîninin hükmü kalktý. Herkesin Ýslâmiyete uymasý lâzým oldu. Fakat Benî Ýsrâil Peygamber efendimizi kýskandýklarýndan O'nun peygamberliðine ve Ýslâmiyete inanmadýlar. (Harputlu Ýshak Efendi, Niþancýzâde, Rahmetullah Efendi)
|